VAN VİLAYETİ

HAYATTA KALAN ARAKEL ĞARİBYAN’IN, VAN SANCAĞINDAKİ ARÇEŞ VE ALCAVAZ KAZALARINDAKİ ERMENİ NÜFUSUN KATLİAMIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI

11 Ağustos 1916, Karakhanbeglu

Anlatan, 34 yaşındaki Arakel Ğaribyan, Alcavaz’ın Norşen köyünden, şimdi Eski Nakhicevan’ın Karakhanbeglu köyünde yaşamaktadır.

21 Temmuz 1914’te hükümet özel bir bildiriyle 20-45 yaşlan ara­sındaki erkekleri silahaltına çağırdı. Cevap vermeyenler, divan-ı har­be verilecekti. 20’nin altında ve 45’in üzerinde olanlar da çağrılmıştı. Onları da çağırdılar ve zorla askere aldılar. Hükümet, Ermenilere karşı dürüst olduğu sürece, dinî hakaret ve keyfi davranış eksik olmamasına rağmen, bizim Ermeni askerlerimizin durumu hiç değilse görünüş itiba­rıyla dayanılırdı. Türklerin bize karşı davranışının ne sebeplerden dolayı aniden değiştiğini bilmiyoruz; tehdit ve dayak eksik olmuyordu. Daha Berkri’deyken biz Ermeni askerleri ayırdılar ve silahsızlandırdılar. Bu yüzden, Türklerin gerçekleştirmek istediği kötü emeller olduğu konusun­da içimize şüphe düştü. Bu sebeple, bizi Van’a nakletmek istediklerinde, imkânı olanlar yolda kaçtı.

Köylerde kalanlar, kağnıları ve sığırlarıyla, erkeklerin olmadığı ai­lelerde kadınlar dahi, haftalarca ellerinde olan her şeyi ordu için sınıra nakletmeye mecburdu. Jandarmalar evlere giriyor, zorla pirinç, sığır, ko­yun, yağ, peynir vs. götürüyorlardı. Kendi imkânlarıyla ordu için erzak nakledenler, çoğu kez sığırlarıyla birlikte geri dönmüyorlardı. Genellikle öldürülüyor, biraz şanslı olanlar ancak rüşvet veya dost Kürtler sayesinde kurtulabiliyorlardı.

Köylerimiz, Van-Berkri-Bayazet ve özellikle de Gılıç-Kyatuk’a gi­den yollar üzerinde kuruluydu. Bu yüzden de sonsuz şiddete, soyguna ve çileye maruz kaldılar. Kısa sürede bölgeyi ıssızlaştırdılar. Zaptiyeler, rüşvetçilikleriyle çeşitli vaatlerle bulunarak, en son kilimi dahi (34) gasp et­tikten sonra katlettiler.

Arçeş katliamı 7 Nisan’da başladı. Kaymakam katliamcıları şahsen yönetiyordu. Katliamı gerçekleştiren zaptiyeleri ve millileriyle birlikte tüm Arçeş’in erkekleri ile gençlerini aldatarak garnizona topladı, ardın­dan sıra sıra bağlı olarak vadinin kenarına götürdüler, vurdular, vadiye doldurarak üzerlerini kumla örttüler. Öldürülenlerin içinde köyün papazı (dinî önder vekili), usta Haro ve çocukları ile demirci Yove ve oğulları da vardı.

Ertesi gün, 8 Nisan’da, sıra Alcavaz’a (Adilcevaz) geldi. Kaymaka­mın zaptiyeleri ve hükümet kuvvetleri sancak merkezi Alcavaz’a saldır­dı. Tüm Alcavaz katledildi, sadece 3 erkek kurtuldu. Sarısu müdürü, o bölgenin Kürtleriyle birlikte katliamı başlattı ve bazı köyleri viraneye çevirdi.

Böylece, 50 evden oluşan Yukarı Sipan köyünden sadece Seto adında bir erkek kurtuldu. Köyün tanınmış simalarından Melik Yove üç evladıyla, Yeğo Margaryan iki evladıyla, Hacı Hakob (tüccar), Avo Gülamiryan üç evladıyla ve Saroyan Khıço iki evladıyla birlikte öldürüldü.

Katliamdan kurtulan Alcavazlılar dağlara sığındı, sadece geceleri köylere iniyorlardı ekmek veya yiyecek başka bir şey bulmak için. Ardın­dan bir kısmı Lim Manastırı’na, diğerleri ise Timar bölgesindeki köylere geçti, Ruslar yetişene kadar.

1915 Temmuz ricatında, Berkri Köprüsü’nden geçerken pusudaki Kürtler tarafından tekrar kurşunlanırlar.

Memlekete dönen yok. Günümüzde, Yerevan eyaletinin köylerinde, Gandzak (Gence) bölgesinde ve daha başka yerlerde yaşamaktadırlar.

Anlatanın imzası: Arakel Sargis Ğaribyants

EMA, fon 227, liste 1, dosya 424, yapraklar 20-21, orijinal, el yazısı