BİTLİS SANCAĞI

HAYATTA KALAN M1KHİTAR HAZROYAN’IN, BİTLİS SANCAĞININ MOTKAN KAZASINDAKİ KHUT-BIRNAŞEN NAHİYESİNİN ŞEN VE ÇEV­RE KÖYLERİ KATLİAMLARIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI

15 Eylül 1916, Khanvali

Khut bölgesi (Bitlis vilayeti), Şen köyü

Bu bölgede, Kürtlerle karışık halde yaşayan 20 kadar Ermeni köyü vardır:

1.Şınist köyü47 hane, 40’ı Ermeni, 7’si Kürt
2.Aşağı Şınist23 hane, 3’ü Ermeni, 20’si Kürt
3.Akrak20 hane, 20’si Ermeni, –
4.Tağavank44 hane, 40’ı Ermeni, 4’ü Kürt
5.Şen40 hane, 40’ı Ermeni, –
6. Piçonk15 hane, 15’i Ermeni, –
7. Tağudzor30 hane, 15’i Ermeni, 15’i Kürt
8. Gilonk13 hane, 10’u Ermeni, 3’ü Kürt
9. Andii Tağ35 hane, 20’si Ermeni, 15’i Kürt
10. Taştadem25 hane, 15’i Ermeni, 10’u Kürt
11. Hoşut32 hane, 30’u Ermeni, 2’si Kürt
12. Gıdsank20 hane, 10’u Ermeni, 10’u Kürt
13. Lontırdzor10 hane, 10’u Ermeni, –
14.Inkuzek15 hane, 5’i Ermeni, 10’u Kürt
15. Aruk10 hane, 5’i Ermeni, 5’i Kürt
16. Gost13 hane, 3’ü Ermeni, 10’u Kürt
17. Plokan25 hane, 15’i Ermeni, 10’u Kürt
18. Şahverdi5 hane, 5’i Ermeni, –
19. Hantikdzor16 hane, 6’sı Ermeni, 10’u Kürt
20. Zorava22 hane, 2’si Ermeni, 20’si Kürt
Toplam:460 hane, 309’u Ermeni, 151’i Kürt

Şen köyü

Köylüler fakirdi, köylerinin Kürt beyi Safar’ın köleleriydi. Toprak kendilerinin değildi. 200 sığırları vardı, hiç koyunları yoktu, 100 kile (1 kile 5 kottur) darı, 60 kile buğday ve 20 kile kilkilleri (17) vardı.

Bu köy, komşu 3-4 köyle birlikte bir kiliseye sahipti, Surb Stepanos adında küçük, fakir bir kiliseydi. Okulları yoktu. Köye giden olmamış ve oradan haberleri yok.

Safar ve Cezo adındaki etkili Kürt beyleri Ermenileri korudu ve hü­kümetin onları askere götürmesi veya mallarını yağmalaması veya başka şekilde kötülük yapmasına izin vermedi. Zaptiyeler gelince, köylüler ka­çıp dağa çıkıyor, Kürtler ise köyü koruyup, yağmalanması veya soyulma­sına izin vermiyordu. Hükümet bu köyü kendi egemenliği altına alamadı, asker götüremedi, cebri el koymalar yapamadı veya bağış adı altında mal götüremedi.

1915 Vardavar yortusunda, Muş Ovası’nda, Hınıs’ta ve Bulanık’ta kat­liam başladığında, burada da, halk günün birinde katledilmeyi bekliyor­du. Fakat etkili Safar Bey, Ermenilere gelip onları rahatlattı, kendisinin kimseye zarar vermeyeceğini, başkasının da kendi saçlarının kılına dahi dokunmasına izin vermeyeceğini söyledi. Bu bölgede daha başka köyler de katliamdan kurtuldu, yerel, etkili ve insancıl Kürt ileri gelenleri saye­sinde. Bunlar, 26 Mart 1916 tarihinde Rus’un Muş bölgesine geldiğini öğrenip, hayvanlarını ve mallarını bırakıp, gece vakti ülkenin içlerine doğru kaçana kadar Ermenileri tüm imkânlarıyla savundu.

Kürtler Ermenileri korurken, onların tüm erzakım-yiyeceğini de ken­di evlerine götürdüler ve “Sağ kaldığınız sürece bizim eve gelip yiyin, fakat sizi korumaya gücümüz yetmez de sizi katlederlerse, bu durumda erzakınız başka Kürtlerin veya hükümetin eline geçeceğine bize kalsın”, dediler. Sadece hayvanları bıraktılar.

Bu köyden 4 kişi öldürüldü: Sero Hovhannesyan ve kardeşi Abre, Karo Karapetyan ve kardeşi Avdal. 15 yaşındaki bir Kürt genci, Avçalil Rupatol’un eniği, yapılacak iş var diyerek, onları köyün dışına götürdü ve orada tabancayla öldürdü.

Bu bölgede, Ermenileri koruyan Kürtler olduğu gibi, Kürt komşuları eli veya rehberliği ve ihbarları sayesinde zaptiyeler, askerler eliyle katle­dilen köyler de oldu. Bazı köylerde Kürtler, sadece köyün ileri gelenleri­ni zaptiyelere veya güruha teslim etti, onlar da bunları götürüp öldürdü.

1916 Nisan başında, Kürtlerin kaçışından sonra, Ermeni gönüllüler geldi ve halkı nakledip, Muş’a götürdüler. Orada 2 ay kaldılar ve ovalar­da kuyulara gömülü siyah kilkili çıkartıp ekmek yaparak yaşadılar. Şe­hirde gıda bulmak imkânsızlaştığında, Muş Ovası’nda bulunan Dırmet ve Avzağbür köylerine gidip, buğday başaklarını biçip yiyorlardı. Burada da 2 ay kaldılar. 1916 Ağustosunda Rus ricat etti, o zaman halkı da kal­dırıp kaçmaya zorladılar. Geceli-gündüzlü 3 gün yol gittiler ve Khınus’a, Aros’a vardılar. Bu kaçış esnasında Hasrat Mukhsiyan ve karısı Feto, Argo Muratyan ve 4 ile 1 yaşındaki iki çocuğu ve Mariam Melkonyan, 6 kişi, toplanan buğdayı yerin altına gömmek için köyde kaldı, fakat Türkler yetişip onları öldürdü.

Köylüler, göç esnasında yanlarında 30 sığır getiriyordu. Kalanın bir kısmını köyde bırakıp kaçtılar, diğer kısmına ise Kozaklar ve Rus asker­leri el koydu ve Muş’ta yediler.

Khınus’a kadarki 3 günlük kaçışları esnasında duyulmamış eziyet­ler çektiler, yiyecekten tamamen mahrum kaldılar; aç-susuz ve geceleri de uykusuz kalıp sürekli yol alıyorlardı; Türk’ün yetişmesinden korkup uyumuyorlardı. Açlık, soğuk, uykusuzluk ve yorgunluğun yol açtığı has­talıklardan 15 kişi öldü. Khınus’tan Kağzıvan’a gelirken, onları Ermeni kuruluşların temsilcileri karşıladı, yedirdi ve Rus topraklarına girene ka­dar baktılar. Khınus’tan Kağzıvan’a kadarki yol üzerinde, köylere dağıl­madan önce de 15 kişi daha öldü. Tozdan ve terden birkaçının gözleri kör oldu, bunların arasında Ağrut olarak anılan Mıhkitar Hazroyan da vardı.                          

2 gün Kağzıvan’da kaldıktan sonra Yeraskh Nehri kıyısından ve Ye- raskh’tan yukarı kayıkla çıktılar ve bir istasyonda gecelediler (adını ha­tırlamıyor), buradan da civardaki köylere dağıldılar.

Bu köyden, başından bugüne kadar toplam 40 kişi öldürüldü veya hastalıktan öldü. Şimdi Khanvali (1 hane) ve Çaçur köylerinde yaşamak­tadırlar.

Köye geri dönen olmamıştır ve köyün bugünkü durumuna dair hiçbir haber yoktur.

Anlatan: Şen köyü sakini Mıkhitar Hazroyan

EMA, Jon 227, liste 1, dosya 452, yapraklar 20 arkayüzü-22 arka yüzü, orijinal, el yazısı.