BİTLİS SANCAĞI

HAYATTA KALAN TOROS HOVHANNİSYAN’IN, BİTLİS SANCAĞININ HİZAN KAZASINDAKİ SPARKERT NAHİYESİ KÖYLERİNİN KATLİAM­LARI VE ÖZ SAVUNMASIYLA İLGİLİ TANIKLIĞI

[1916], Bitlis, Sparkert

Eski durumu: Tüm Sparkert 47 köydü, bunlardan 27’si Ermeni köyü olmakla birlikte, içlerinde belli bir miktar Kürt de vardı.

Ermeni köyleri: Sev Kar – 18 hane, Çajuan – 50 hane, Yukarı Kotents

– 40 hane, Aşağı Kotents – 20 hane, Hoğant – 20 hane, Hürük – 50 hane, Nerpan – 15 hane, Lovar – 15 hane, Pazents – 80 hane, Vank – 4 hane (Pa- zents’in Surb Astvadsadsin Manast’rı), Tağ – 15 hane, Kiğis – 20 hane, Tandzis – 15 hane, Daşt – 20 hane, Mat – 18 hane, Matadsmen – 12 hane, Dalars – 25 hane, Duşu – 40 hane, Harkin – 12 hane, Khüsp – 30 hane, Khoyt – 20 hane, Patranants – 15 hane, Aşağı Hürük – 35 hane, Suzants

– 15 hane, Harıncik – 25 hane, Sori – 40 hane, Past – 60 hane (herkes kat­ledilmiş, sadece 2 erkek çocuk kurtulmuştur), Berdak – 18 hane.

Yukarıda belirtilen köylerin büyük kısmı birbirlerine çok yakındı. Kilise ve okulları vardı. Bunlardan Past köyü, Kürt köyleriyle kuşatılmış olduğu için, tamamen katledilmiştir. Belirtilen bu köyler şimdi harabe halindedir.

Savaş ilanı:

Seferberlik: – Seferberlik başlar başlamaz, bölge yöneticisi müdür, köy reslerini çağırarak, belli sayıda asker adayı talep etti. Lâkin resler, istenen asker adaylarının büyük bir kısmının, gurbetçilik ve daha başka nedenlerden dolayı köyde olmadıklarını söyleyerek, talep edilen sayıda kişi teslim edemeyecekleri konusunda itirazda bulunur. Müdür, bu cevap üzerine reslerin bağlanmasını emreder ve onları iyice dövdürüp işkence yaptırır. Daha sonra köyde bulunan 20-45 yaşları arasındaki tüm erkekle­ri toplamaları için reslere emir verir. Resler mecburen emri yerine getirir ve epey erkek toplayarak müdüre teslim ederler. Müdür, bu toplananları Bağeş’e, oradan da Van’a yollar. Van’a vardıktan sonra bazıları kaçmaya muvaffak olur, fakat tekrar yakalanırlar. İlk seferberlikte 250’den fazla erkek götürdüler. Bunlardan hiçbiri canlı olarak geri dönemedi ve hepsi Erzurum’a gönderildikten sonra yokedildi.

Zorla el koymalar: – Savaş vergisi ve bağış adı altında bizden büyük miktarda çorap, eldiven, koyun, katır, yağ, peynir, yumurta topladılar ve hiçbiri için bir tek kuruş ödemediler.

Köylerimiz, bu el koymalar esnasında her türlü vahşete ve baskıya maruz kaldı. Gözlerine çarpan her şeyi elimizden aldılar. Müsaderele­rin ve açıkça soymaların haricinde, zaptiyeler sudan sebeplerle günlerce köylerimizde oturup, kendilerini kral gibi ağırlamamızı, bol yemek verip ziyafet sofraları kurmamızı talep ediyordu. Hükümete yaptığımız baş­vurular cevapsız kalıyordu. Cevap verdiklerinde de, bizi suçlu çıkartıp, cezalandırıyorlardı.

Katliam ve tehcir: – 1915 Şubat ayında başladı. Çevremizdeki Müs­lüman halk, bir ay öncesinden hükümet tarafından silahlandırıldı. Ocak­ta, yaklaşık 500 kişilik “Koçar” birliğini, Mala-Şarif Macar liderliğinde (Şeyh Sait Ali’nin amcaoğlu) getirip Yukarı Hürük, Pazents ve diğer köy­lere yerleştirdi. Bunlar köylere doluştu ve anlatılmayacak baskılar yap­maya başladı. Hükümetin gözü önünde onlarca-yüzlerce koyun kesiyor, insanları dövüyor, işkence ediyor, evleri soyuyor ve yakıyorlardı.

Bölgemizdeki Taşnak lideri Vozmeli Lato, yapılan kanunsuzluklar hakkında müdüre bir mektup yazarak, bu başıboşluğa son verilmesini talep etti. Müdür, Macar’ın adamlarıyla birlikte köylerden uzaklaşması­nı emretti, fakat Macar karşı geldi. Müdürün ikinci emri üzerine Macar, köylerden çekilmeye mecbur oldu.

Bu dönemde bizden yine en sert biçimde asker adayı talep etmeye başladılar. Lato’nun talimatıyla, ameliye-çalışan asker adayı olarak birkaç yaşlı gönderildi Bağeş’e. Kış bu şekilde geçti ve Van çarpışması başladı.

Kürtler acele bir şekilde hazırlıklar yapmaya başladı. Yöneticimiz Lato, onların niyetlerini anladı ve Ermenileri hazırlamaya başladı. Tüm bölgemizde, “Motin” (23) ve “Mosin” tüfekleriyle silahlı, 120 savaşçı vardı.

Lâkin Van çarpışmasının ne olduğu, kimlerin çarpıştığı, Van’ın ne durumda olduğundan haberimiz yoktu ve tüm bu 30 gün boyunca bekle­me halinde kaldık. Kürtler de bekleme halindeydi, aramızdaki fark, onla­rın her gün Van hakkında bilgiler alıp sonucunu bekleyerek daha harekete geçmemeleriydi.

Yöneticimiz Lato’nun talimatıyla, askerlerimiz köyün dışına yerleş­tirilmiş, saldırı gerçekleşebilecek geçitleri tutuyorlardı. Lâkin bir gün, hava son derece soğuk olduğundan dolayı köyün dışında, dağlarda kal­mak imkânsız oldu. Lato, askerlerin ricasına uyarak, o geceyi köyde ge­çirmelerine izin verdi.

Lâkin saldırı, Van’dan geri çekilen Kürtler ve Türkler tarafından tam da o sabah başlatıldı, fakat askerlerimiz hemen geçidi tutmaya muvaffak oldu ve güruh niyetine ulaşamadı.

Bizim delikanlılar 2 saat boyunca ateş etti ve Türkler geri çekilmeye mecbur oldu. Tam o anda sancak yöneticisi müdür geldi ve Lato’yla görü­şerek çarpışmaya ara vermeyi önerdi. Lato, daha önceden müdürle birbir­lerini öldürmeyeceklerine dair anlaşmış olduğundan, önerisini kabul etti.

O sırada gönüllüler Moks’a varmıştı, fakat bizim haberimiz yoktu. Lato, askerlerden 60 kişiyi Sperkert’te bıraktıktan sonra, kalanını alarak, gönüllülerin de varmış olduğu Moks’a geçti. Orada, Harıncik köyünde bulunan küçük bir kurganda, hayli büyük sayıda Kürt mevzilenmiş, gö­nüllülere direnmekteydi. Lato, gönüllülere katılarak, kurganı bir gecede yarıp Kürtleri oradan sürmeyi başarır.

Dro Yüzbaşı Ğazar’la birlikte Sperkert’e geçti. Tüm Kürt önderlerini çağırıp silahlarını talep etti, fakat onlar teslim etmeyi kabul etmedi. Dro, tam sert tedbirler almaya karar verirken, ricat başladı.

Gönüllüler gece vakti köylere girip, halkı zorlayarak yerlerinden etti ve Van’ın yakınındaki Vostan’a kadar getirdiler. Üç hafta orada kaldıktan sonra, Van’dan da göç başlayınca, Berkri yoluyla Kafkasya’ya geçtik.

Göç yolunda, Berkri yakınlarında saldırıya uğrayıp hayli zayiat ver­dik. Birkaçı öldürüldü, çoğu ise, özellikle kadın ve çocuklar, nehre düştü­ler ve boğuldular. Neredeyse çıplak bir şekilde Kafkasya’ya vardık. Tüm mal varlığımızı bırakmıştık, koyun ve hayvanlarımızı dahi.

Açlık, hastalık ve yokluktan dolayı birçok insan Ecmiadsin’de öldü.

Öz savunma: – Savunmayı yöneten, Daşnaktsutyun liderlerinden Uz- meli Lato, baştan itibaren hükümetle görüşmeler yaparak sükûneti muha­faza etmeye çalıştı.

Sparkert’te, fazla bir çatışma olmamasına rağmen, ocak ayından ma­yısa kadar, silahlıydık. Askerlerimiz, 120 kişi, hepsi de bizim köydendi.

Sparkert’te sadece, 60 haneden oluşan ve çevresi Kürtlerle sarılı Past adlı Ermeni köyü katledildi. Kürtler, bu köyün Ermenilerini esir alarak Aşağı Hürük’e götürdü.

Dro, Pastlıların başına geleni duyunca, Hand ve Nors adlı Kürt köyle­rinden 30 erkeği, Abdırrahman adlı bir beyle birlikte yakaladı ve Moks’a götürdü. Kürtlere de, Pastlıları serbest bıraktıkları takdirde, kendisinin de yakalamış olduğu Kürtleri serbest bırakacağı haberini yolladı. Tam bu esnada Pastlı iki genç yetişip, Kürtlerin tüm köylüleri katletmiş oldukla­rını haber verdi ve bunu nasıl yaptıklarını anlattı. Kadın, çocuk, erkek, tüm köy halkını nehir kıyısına götürüp başlarını keserek nehre atarlar. Anlatanlar, kendilerini nehre atıp kurtulur.

Dro, bu haber üzerine kızdı; yakaladığı Kürtleri dışarı çıkartıp süngü- leterek, nehre atılmalarını emretti.

Sparkertlilere bu kadar büyük hizmet vermiş olan Lato da şöyle öldü.

Halkımız göçerek Vostan’a gelince, [Lato] Moks’a geri dönmek iste­di, fakat askerlerimiz onu takip etmedi. Tırçun adında bir çavuşla birlikte, Petar adlı bir Kürt köyüne (300 haneli) saldırdı. Köye gelip mevziler belir­ler ve köyün karşısındaki mevzileri Tırçun ve askerlerine teslim eder, ken­disi ise birkaç kişiyle doğrudan saldırıya geçerek köye girer. Kürtler köy­den çıkıp, Tırçun’un tutmuş olduğu mevzilerin arkasına geçerek, onu geri çekilmeye zorlarlar. Tırçun’un geri çekilmesiyle Lato birkaç arkadaşıyla birlikte köyde kuşatılır. Son nefeslerine kadar çarpışırlar ve öldürülür.

Anlatan: Sparkertli Toros Hovhannesyan

Derleyen: Suren Meloyan

E MA, fon 227, liste 1, dosya 461, yapraklar 1-5 arka yüzü, orijinal, el yazısı.

Notlar

1 Furgon – Üstü çadır gibi örtülü büyük at arabası.

2 Bitlis bölgesi dinî önderi Başrahip Suren Kalemyan, 1884 yılında Kuşna’da (Arapgir) doğmuştur. Asıl adı Poğos’tur. 1909 yılında Epis- kopos Stepanos tarafından rahip olarak kutsanır. Katliamlarda şehit edilmiştir.

3 Drog – Üzerinde iki sıra, sırt sırta binilen uzun at arabası.

4 Kilisenin adı Surb Stepanos’tur.

5 Türkiye 29 Ekim’de, Alman-Avusturya ile ittifakla Birinci Dünya Sa- vaşı’na katılır.

6 1874 yılında Fransa’da, Bazilya Gra tarafından yaratılan ve Yunan silahlı kuvvetleri tarafından da kullanılan Gra marka tüfekten bahse­dilmektedir.

7 Düzeltilmiştir, orij inalde 915 ’tir.

8 Artuşen, Sasun’un Khulp sancağında bulunan büyük Ermeni köyüydü.

9 Belge zarar görmüştür.

10 Protestanlık – Hıristiyan Kilisesi’nde, XVI. yüzyılda Katolikliğe kar­şı protesto olarak oluşturulmuş bir mezheptir.

11 Amerikan bezi.

12 Köyün okulu, Konstantinopel’de bulunan “Yeğbayraser” (kardeş sev­gisi) Demeği tarafından ayakta tutulmaktaydı.

13 Otların üzerinde bırakmış oldukları izleri ima etmektedir.

14 Bu şekilde yazılmıştır, fakat Surb Sion olması gerekir.

15 Kordon – Sıra halinde dizili asker.

16 Düzeltilmiştir, orij inalde Sevançukh yazılmıştır, fakat böyle bir yerle­şim yeri yoktur.

17 Gılgıl – Darı benzeri, fakat büyük daneli bir tahıl cinsi ve tohumu. Muş bölgesinde, bu daneleri kıtlık zamanında yulafla karıştırıp ek­mek pişirirlerdi. Siyah ve az besleyicidir.

18 En belirgin rahip elbisesi.

19 Masa – Hıristiyan mabetlerinde bulunan ve din adamı tarafından üze­rinde ayinin ifa edildiği yüksekçe ve hareketsiz masa.

20 Orijinalde 1904 yazılmış olmakla birlikte, 1908 yılına kadar Ermeni- ler askere alınmamaktaydı.

21 Kharkhots’un iki papazı, Ter Hovsep ve Ter Hovhannes olmuştur.

22 Kilisenin adı Surb Mesrop’tu (farklı kaynaklara istinaden Surb Kira- kos).

23 Martini – Mauser marka tüfeklerin 7,65 çaplı mermilerinin kullanıl­dığı, Amerikan tek dolumluk, Pibodi Martini 1908 modeli, geliştiril­miş Türk tüfeği.

Kaynak:
Ermenistan Ulusal Arşivi
Kedername
Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Soykırımı
1915
Hayatta Kalanların Tanıklıklarına Dair Belge Koleksiyonu
Belge Yayınları 2014
Çeviren: Diran Lokmagözyan