İra Tzourou: Lavrion maden ocakları “Βiz burada bir alaşımız”

Konstantin Kavafis, Helenistik çağın Urfa şehri hakkında şöyle yazmıştı: “Biz burada bir alaşımız, Asuriler, Rumlar, Ermeniler, Medler”.

Lavrion, yaklaşık olarak 19. yüzyılın ortasında Yunanistan’ın endüstriyel modern kimliğinin simgesi haline geldi. Tarihi özellikleriyle endüstriyel madencilik ve metalurji faaliyeti, yüzyıllar süren büyük …

Ali Çatakçın: Gare operasyonunda bir kısım bölge Kürtlerinin de parmak izi var

1946 yılı 20’nci yüzyıl Kürt ulusalcılığın zirvesi olarak görülebilir. 20. yüzyıl uluslaşma hareketlerinde Sovyet devriminin ‘’Ulusların kaderini tayin hakkı’’ teorisinin etkisi olduğu muhakkak. Teorinin etkisinden önce, Kürtler 19.yüzyılda çözülmesi gereken bir sorunun taşıyıcıları olarak 20. yüzyıla giriş yapan az halklardan …

Yektan Türkyılmaz: Emperyal(ist) bir felaket olarak Ermeni Soykırımı

Ermeni Soykırımı, tekrar tekrar üzerinde düşünülmesi gerekecek önemde bir felaket, bir tarihi kırılma noktasıdır. Öyle ki, soykırım, üzerinden üç yüz yıl geçse bile bizlere her yeni döneme ait söyleyecek ciltlerce ‘sözü’ olan bir süreçtir. Bu sadece Türkiye için değil, dönemin …

Parçalanan Devrim Düşleri: Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminde Hürriyetten Şiddete

Jadaliyya (J): Sizi bu kitabı yazmaya iten ne oldu?

Bedross Der Matossian (BDM): Geç Osmanlı dönemi tarihine her zaman ilgim olmuştu, özellikle de 2. Abdülhamid (1876-1909) ve İkinci Meşrutiyet (1908-1918) dönemlerine. Geçmişte bu döneme ilişkin bilimsel çalışmaların çoğu hâkim yönetici …

Alin Ozinian: Fethedenin kudreti, fethedilenin teslimiyeti

Son 10 günde, Türkiye’deki Ermeni mirası ile ilgili yüz yüze geldiğimiz bazı “gelişmeler”, geçmişteki örnekleri düşünüşünce bizi şaşırtmasa bile, durup düşünmemize sebep oldu.

Neydi bu gelişmeler?

Urfa’da bir kebapçı Ermenilere ait tarihi Germuş Kilisesi’nin içine mangal kurup kebap yaptı. Şehir …

Ümit Kardaş: İttihat ve Terraki’den bu yana yasama-yürütme ve iktidar-muhalefet ilişkisi

II.Meşrutiyet, siyasal pratiğinde milletin ve temsilcilerinin bir yükselişi anlamına gelmemiştir. Önce hâkim parti, sonra da fiilen tek parti durumundaki İttihat ve Terakki baskı ve terör yöntemleriyle ve kısmen de ordu desteğiyle muhalefeti sindirmiş, ülkenin siyasal kaderini komplocu yöntemlerle belirlemiş, parlamento …