Avrupa Parlamentosu, “Ermeni Soykırımı’nın 100. Yıldönümü” başlığı altında yaptığı oturumda “Ermeni soykırımı”nı tanıdı. Parlamento, Türkiye’ye de çağrı yaptı, 1915’te Anadolu’da yapılan katliamı “soykırım” olarak tanımasını ve arşivlerini açmasını istedi.
Ankara’nın ilk tepkisi, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır’dan geldi. Bozkır, kendi deyişiyle “yüz milyonlarca Avrupalı’yı temsil eden” Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nun kararının “Türkiye ve Türk milleti için yok hükmünde” olduğunu ileri sürdü. Bozkır’a bakılırsa, “yok hükmünde” olan sadece bugünkü bu karar da değil. Bakan, “bu tür kararlar” diye genelledi. Bozkır’a göre “Avrupa Parlamentosu başta olmak üzere Parlamentoların görevi tarih yazmak değil”.
Bozkır, 1915’te olan bitenden bütün dünyanın habersiz olduğu yanılsamasına dayalı resmî TC söylemini sürdürerek şöyle dedi: “Avrupa Parlamentosu bugün aldığı kararla geçmişte çekilen acılar arasında seçici bir bakış açısıyla ayrımcılık yapmış, 1. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden Türk ve Müslüman halkların uğradığı mezalimi görmezden gelmiş, sadece Ermenilerin acılarını öne çıkarmıştır.”
Belirtmeye gerek yok ki, Avrupa Parlamentosu’nun sözkonusu kararında, 1. Dünya Savaşı yıllarında Müslüman ve Türk insanların acılar ve zorluklar çekmediğine dair bir imâ, bir gönderme, bu türden bir inkâr yok. Çünkü bugünkü mevzu bu değildi. Maksat, meseleyi tersyüz edip, arkadan dolanıp puan almak. Herkesi aptal sanmak ya da dışarıdakilerin zaten neyin ne olduğunu bildiğini varsayarak içeriye yalan pompalamaya devam etmek…
Yine de AB bakanının ezber tekrarı, dışişleri açıklamasının yanında kibar ve ölçülü kaldı. Dışişleri Bakanlığı, lafa doğrudan, “Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesine engel çıkarmakla tanınan Avrupa Parlamentosu” diye girdi, parlamentonun “daha önce de denediği gibi, 1915 olayları konusunda yeniden tarih yazmaya heveslendiğini” ileri sürdü. Dışişlerine göre: “Bu heves, Türk karşıtı Ermeni propagandasının klişelerini harfiyen tekrarlayan, 15 Nisan 2015 tarihli gülünç bir karar metniyle sonuçlanmıştır.”
Ankara, böylece dışişlerinin ağzından, “tarihi ve hukuku katleden bu metni kabul edenleri ciddiye almadığını” duyurmuş oldu.
Ne demeli bilmem ki… Kaçacak yer kalmadıkça pişkinlik artıyor. Çok onur kırıcı. Çok küçük düşürücü.
Kaynak: riyatabirleri.blogspot.se