Cografyamizda yerlesik yalan, kirli ve kanli tarihin en acili günlerinden birinin yildönümündeyiz. 6-7 Eylül 1955 tarihinde Istanbul’da Hiristiyan ve Musevi yurttaslarimiza, onlarin canlarina, mallarina yönelik irkçi bir kalkisma yasandi. “Gizli bir el” bir anda yarattigi yalan bir haberle kitleleri harekete geçirdi. Kitleler, kendilerine dayatilan yalan tarihi hiç sorgulamadan irkçi dürtüleri ile saldiriya geçtiler.
Istanbul’da, Hiristiyan ve Musevi yurttaslarimiza ait 4 binden fazla ev ve 5 binden fazla isyeri yakildi, yikildi, yagmalandi. 37 kisi öldürüldü. Yüzlerce kadina tecavüz edildi. 73 Kilise, 26 okul ve bir Sinagog yakildi ve Rahim Hrisontas Mantas, acimazsizca diri diri yakilarak öldürüldü.
Aslinda 6-7 Eylül olaylari ne bir ilkti, ne de son oldu.
Ittihat Terraki Partisi ve onun gizli örgütü Teskilati Mahsusa’nin 1915 yilinda bir Türklestirme politikasinin acimasiz sonucu olarak uyguladigi soykirimin devamiydi 6-7 Eylül’de yasananlar.
Ermeni soykirimi sonrasinda Avrupalilara karsi göstermelik olarak açilan davada hazirlanan iddianamede, Teskilati Mahsusa söyle tanimlaniyordu; “Teskilati Mahsusa adi altinda meydana getirilen komiteden… Tasraya gönderdigi elemanlarindan bazilari, reislerinin telkin ve isaretleri ve baska mahallerin Ittihat ve Terakki murrahaslariyla Cemiyete yardim maksadiyla ittihatkar ve boyun egen bazi memurlarla, saflik ve cehaletle onlara iltihak eden ve miktari pek çok olmayan bazi sahislarin delalet ve yardimlariyla, para ve mal yagmasi, ev ve ceset yakma, nüfus katliami, irza geçme, eziyet ve iskence gibi melanetleri yaptiklari…”
Bu tanimlar, mahkemenin resmi tanimlamasiydi. Gerçi, dava esas olarak sonuçsuz kalsa da, devletin tetikçi örgütü Teskilati Mahsusa’nin kimlerden olusturuldugu ve onlara ne gibi suçlar isletildigi yarginin agzindan açiklaniyordu.
Teskilati Mahsusa gelenegi hiç bitmedi. Onun yerini Özel Harp dairesi aldi. Ve 6-7 Eylül olaylarinda bizzat Özel Harp Dairesi eliyle gerçeklestirildi.
Bu gerçegin o tarihlerde Özel Harp Dairesinin basinda bulunan Kemal Yamak, gazeteci Fatih Güllapoglu’na söyle açikliyordu; “Sonra 6-7 Eylül olaylarini ele al. Pardon pasam, anlamadim, 6-7 Eylül olaylari mi? Tabii, 6-7 Eylül’de bir Özel Harp isiydi ve muhtesem bir örgütlenmeydi, amaca da ulasti.”
Yasadigimiz cografyada, Ittihat Terakki Cemiyetinin Türklestirme politikasi çerçevesinde yarattigi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de kurulu felsefesi olan resmi ideolojiyi anlamadan hiçbir sorunu dogru degerlendirmek mümkün degildir.
Sunu çok iyi bilmeliyiz ki, 1915 soykirimini, 6-7 Eylül olaylarini, Hrant Dink’in öldürülmesini, Kürdistan da yasanan katliamlari, Inegöl’de meydana gelen irkçi kalkismalari, Rahip Santaro cinayetini ve benzeri tüm olaylari gerçeklestiren ayni zihniyettir. Farkli tetikçileri kullansalar da, tarihleri farkli farkli da olsa, zihniyet ayni Türk-Islam Sentezci, irkçi, fasist, militarist ve sömürgeci zihniyettir.
Bu yaziyi iki yil önce yazmistim. T.C. devletinin uygulamalari ve anlayisi açisindan hiçbir degisiklik olmadigi için, bir kez daha yayinlama geregi hissetim.
Emval-i Metruke olayi-Nevzat Onaran S. 96
2 Tanksiz, Topsuz Harekât- Fatih Güllapoglu S. 104
Kaynak: Özgür Gündem