25 Aralık 1935’te başlayan ve 4 Mayıs 1937 tarihinde resmileşen operasyonlarda öldürülenlerin, sürgüne gönderilenlerin acısı Dersimlilerin hafızalarında tazeliğini koruyor. AKP iktidarı döneminde Dersim Katliamı sık sık gündeme getirildi. Ancak bugüne kadar katliamla hesaplaşma adına tek bir adım atılmadı.
RESMİ ÖZÜR İÇİN BAŞVURU YAPILACAK
Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Dersim Barosu Başkanı Barış Yıldırım, yaşanan katliamla ilgili daha önceden birçok dava açıldığını ve çeşitli adımların atılması için çabalar sarf ettiklerini belirterek, “Dersim Barosu olarak resmi özür yapılması için soykırımın yıl dönümünde başvuruda bulunacağız” dedi. Yıldırım, 4 Mayıs sürecinin 25 Aralık 1935 tarihli Tunçeli vilayetinin idaresi hakkındaki raporla başladığını ve son olarak 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla tedip ve tenkil içeren askeri operasyona dönüştüğünü belirterek şunları söyledi: “Başta Seyit Rıza ve Dersim’in ileri gelenlerinin hedeflendiği bu askeri harekat daha sonra her yaş grubundan kadın erkek ayrımı olmaksızın, herhangi bir suça karışıp karışmadığı saptanmaksızın binlerce insanın infaz edildiği bir operasyona dönüştü. Askeri harekat 1939 yılına kadar devam etti. Gayriresmi rakamlara göre 72 bin kişi doğrudan ve dolaylı olarak etkilendi. Bu kapsamda on binlerce insan yargısız bir şekilde öldürüldü, sürgün kararıyla birçok kişi ya sürgünde öldü ya da kayboldu. Kız çocukları evlatlık olarak verildi. Gelinen nokta itibarı ile süreçten kaynaklı resmi özür dilenmesi ve soykırım olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu süreçten kaynaklı uluslararası hukukun gerektirdiği resmi anma törenleri başta olmak üzere kayıpların akıbetinin kamuoyuna açıklanması, hakların iadesi, ihlallerin tekrar etmeyeceğine dair garanti verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Dersim Barosu olarak resmi özür yapılması için soykırımın yıl dönümünde başvuruda bulunacağız.”
‘HALEN AYNI ACILAR YAŞANIYOR’
EMEP Dersim İl Yöneticisi Derman Tarancı, Dersim Katliamı’nın acısının halkın yüreğinde yerini koruduğunu belirterek, “Ermenilere, Rumlara, Kürt halkına yapılanlar tüm toplumda tekçiliği egemen kılmak üzere yapılan katliamlardır. Bugün bu katliamlarla ilgili bir söz söylenecekse, geçmişten beri süregelen bu yaklaşımı bilerek söylenmesi gerekmektedir. Dersim halkı hâlâ bu acıları yaşıyor ve konuşuyor durumdadır. Bunun en büyük nedeni katliamı gerçekleştirenlerin ceza almamaları, bir özrün dilenmemesi, başta Seyit Rıza ve diğer ileri gelenlerin mezarlarının bilinmemesi, haklarının iade edilmemesidir. Yaşanan katliamla ilgili bütün belgelerin açıklanması gerekir. Geçmişte yaşanan bu acılar bugün bitmiş değil. Halen yaşanan acılar, ölümler çeşitli boyutlarda devam etmekte. Bundan kısa bir zaman önce Kürt illerinde yaşanan ölümler, coğrafyayı o dönmedeki gibi insansızlaştırma üzerine kurulu bir anlayıştan kaynaklıdır. Sürdürülen bu politikayla bir yüzleşme olmaz. Bu politikadan vazgeçilmeli” dedi.
‘İNSANLA SINIRLI KALMADI’
HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü de yaptığı açıklamada, 1938’de “Tek devlet, tek millet, tek dil, tek din” olarak oluşturulan politikanın bugün de kullanıldığını dile getirerek, Dersim özelinde soykırımın sadece fiziki soykırımla kalmadığını vurguladı. Önlü, şunları aktardı: “Soykırımcılar toprağımıza, suyumuza da düşmandır. Munzur’a barajlar yaparak, ormanlarımızı yakarak, dağlarımızı bombalayarak, ekolojik tahribat yaratarak 80 yıl önce yapamadığını bugün yapmaktadır. Hem kendimizle yüzleşerek yaşananları bilince çıkarmak, toplumsal hafızayı tazelemek, hem de devletin 37-38 Dersim Soykırımı ile yüzleşmesini sağlamak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi için büyük bir çaba sahibi olmalıyız. Devletin bu utançla yüzleşmesi ve hukuksal, sosyal ve siyasal gereğini yerine getirmesi zorunludur. Bu konuda ısrarlı ve talepkar olacağız.”
Kaynak: evrensel.net