Selamlar abi ben sizin sahibinden.com’daki ilanınız ile ilgileniyorum.
-Evet buyur abicim…
– Bu satılık eski Ermeni köyü, tam nerde?
– Bu Orhangazi yazıyor ama Bursa yolunda Gemlik’e doğru orası Asayiş ve Güvenli Köyü’ne yakın.
– Eski Ermeni köyü diyorsun. Şimdi orası nasıl bir yer?
– Valla karışık değil merek etme burası. Laz’ı, Çerkez’i falan gibi şeyler yok.
– Nasıl yani?
– Muhacir buranın hepsi. Merak etme kolay bir yer yani.
– Peki ben ay sonu gelsem bakar mıyız altyapısı var mı?
– Var var, taşlık burası otobana yakın ama köyün tüm altyapısı var. Yani biz ilana her şeyi yazdık ki sonradan yalan olmasın. Orası eskiden Ermeni mezarlığıymış.
– Nasıl yani mezarlık ise Mezarlıklar Müdürlüğü’ne bağlı çıkmasın?
– Yok burada tarım yaparken eski sahipleri kemiklere rastlamışlar. Yani ev-mev yaparken korkmayasın diye söylüyorum.
Bu konuşma gerçekten yapıldı.
Ermeni soykırımına farklı bir bakış atan “Ninemin Dövmeleri” adlı filmin yönetmeni Suzan Khardalyan’ın sosyal medyada paylaştığı bu ilan üzerine internetten bulduğum sevgili Gemlik Orhangazi’li emlakçı M.İ. ile irtibata geçtiğimde bu konuşmayı yaptık.
Tabii ki bir alıcı gibi davranacaktım.
Yoksa cevap alamazdım.
2015 yaklaşıp da, devlet erkanı sanki Ermenilerle ilgileniyormuş gibi yaptığı her seferinde sempati ve empatinin artacağı yerde Ermenilerin altınları ve Ermenilerin el konulan satılıkları üzerine yüzlerce mail alıyorum.
Haftalardır Musin arkdaşım sosyal medyadan “Gel de Muş’taki şu altınları bulalım” diyor.
Gazi Osman Paşa’daki defineciler kahvesinin hikayesiyle birlikte Muş’a gittiğimde Muhsin’le yaşadıklarımı da sizlere yazacağım mutlaka ama bu kez bu ilanlarla ilgili meselem.
Evet, evet gideceğim. Bir defineciye eşlik edeceğim bakalım ikna edebilecek miyim kiliseleri ve eski mezarları tahrip etmemelerine. Ve ederlerse eğer kendi elimle polise vereceğim bakalım onlar ne yapacaklar.
Bir şey yapacaklarını sanmam ama ben bu deneyimi yaşamalıyım.
Ermeni ve Rumların gömülerine umut bağlayan binlerce insanın halet-i ruhiyesini anlamak için bunu yapmalıyım.
İnsanlar benimle empati yapmaya dursun ben onlarla empati yapmalıyım derdimi anlatabilmek için.
Neyse internet sitesinde “satılık eski Ermeni köyü” başlığını görünce aklıma gelmedik şey kalmadı.
Bu arada satılık köyleri görmek isterseniz buyurun linkleri;
Biri 105 bin
http://www.sahibinden.com/ilan/emlak-arsa-satilik-asil-yatirimdan-700-yillik-eski-ermeni-yerlesim-yeri-174748885/detay/
Diğeri 75 bin
http://www.sahibinden.com/ilan/emlak-arsa-satilik-asil-yatirimdan-700-yillik-eski-ermeni-koyu-174747945/detay
çok daha pahalı değiller…
KARSAK KÖYÜ
Bu arada bilgi de vereyim efem bu bahsi geçen satılık köy arazileri ve meyve bahçeleri harita üzerinden anladığım ve yaptığım küçük araştırma sonucunda tahmini olarak Ermenilerin Gemlik’teki Karsak Köyü’dür.
Bursa’ya 42, Orhangazi’ye 11 km uzaklıkta.
Köyün hangi tarihte kurulduğu bilinmemekle beraber köyde bulunan eski kilise enkazından ve Maşatlık mevkiindeki Rum ve Ermenilere ait mezarlar var. (Satılık arazi burası işte)
Cumhuriyet dönemine kadar köyün ekseriyetini Rumlar ve Ermeniler teşkil ediyordu. Cumhuriyetten sonra Trakya’dan gelen göçmenler, Rum ve Ermenilerin yerini almışlardır.
Bir rivayete göre 1900lerin başında buraya Bulgaristan’dan gelen göçmenler yerleştirilmek istenmişti.
Ancak bu köylerdeki Ermeniler buna izin vermemişler.
Olaylar büyümüş ve dönemin jandarması müdahale etmiş ve Karsak’ın yukarısına aşağısına iki farklı köy kurum Bulgaristan’dan gelen Türkleri buraya yerleştirmişler. O köylerin adları da Asayiş ve Güvenli olmuş.
Ne anlamlı değil mi?
1915 ve sonrasında boşaltılan, soyu kırılan, sürgün edilen Ermeni köylerinden yerler boşalınca o diğer iki köyün arazisi genişlemiş ve aradaki Ermeni köyü haritadan yok olup diğer köylerin arazilerine dahil olmuş.
Anlaşılan mezarlık pek de rağbet edilen bir yer olmamış ki 2014’e kadar kimse el sürmemiş…
Gemlik Ermenileriyle ilgili ayrıntılı bilgi almak isterseniz;
http://team-aow.discuforum.info/t3580-Gemlik-Kazasi.htm
ERMENİ ANTENLERİMİZ
Ben bazen biz Ermenilerin bizli antenleri olduğunu düşünüyorum.
Nereye düşersek bir Ermeni buluyoruz.
Bunda ustayız. ‘Az’lığımızdan kaynaklanıyor herhalde.
Bir tane bile fazla olduğumuzu bilsek daha iyi hissediyoruz kendimiz.
“Bak Çin’de bile varız” diyoruz. (Ki orada geniş bir Ermeni toplum var 🙂
Neyse arada Linda’yla internette sahibinden, gittigidiyor, ebay vb sitelerde arama bölümüne Ermeni veya Armenian yazarız.
Çıkanlara hayret edeceksiniz…
Sahte eskitmeli üzerinde Rumca yazılı tabaklar
Define haritası olduğu savunulan kağıtlar
İşte satılık Ermeni köyleri
Tabii düzgün şeyler de çıkıyor.
Eski belge
Kitap
Dergi
Kartpostal
Fotoğraf
Plak
Cd
Ve daha niceleri…
Bu beni iyi hissettirdiği kadar kötü de hissettiriyor. Zira bu eskilerin oraya düşmesinin sebebi artık ya sahiplerinin yaşamaması ya da bir yerlerden ‘arak’lanmış olması…
Bizim Şişli’deki evin köşesinde bir antikacı vardı.
Antikacının kendisi de antikaydı.
Her hafta Cuma günleri bir araba yanaşır önüne ve bavulla belge boşaltırdı.
Eski püstü şeyler, ama çuvalla…
Bir gün ölenlerin boşalan evlerinden aldıklarını öğrendim bu kağıtları ve eskileri.
İçeri girdiğimde çuval dolusu kağıdın içerisinde saatlerce kayboldum.
Bir Ermeni doktorun Paris’te çalışırken karısına yazdığı mektuplardı.
Evden toplarken (araklarken) hiç korunmamıştı.
Sayfalar yırtık pırtık, zar zor okunuyor.
Birinci sayfa varsa ikincisi yok.
Allahtan önlü arkalı yazmış bazılarını.
Bir de doktor el yazısı ile Ermenice.
Ancak tutturuyorsun bazı kelimeleri.
Ama her mektubun arkasında bir şiir vardı.
Neyse ben dükkana girdiğimde çuvalı 100 TL’ye satacaktı adam neredeyse.
“Dur bakayım” deyip de okumaya ve kendimi doktorun şiirlerinde kaybolmuş bulunca mektup başına 25 TL oldu o…
Çuval binlerce TL’ye mal olacak.
Sonunda kavga ettim adamla ve çıktım.
Her geçtiğimde de hala ters ters bakar.
Geçen baktım hâlâ mektuplar orada, satamamış.
İlgilenenler için; Reha Yurdakul Sokağı’nın girişinde kendisi.
Kaynak: t24.com.tr