Atilla Dirim: Kamp Armen yazılır, Ermeni soykırımı okunur

Hani çok bilinen bir söz vardır ya, biraz değiştirerek söyleyecek olursak, “faşistler serbest, taşlar bağlı” diye, işte bu günlerde tam da bunu yaşıyoruz. Kars’ta Ülkü Ocakları adıyla bilinen faşist örgütün başkanı, Ermenistan’ın ünlü caz piyanisti Tigran Hamasyan’ın Ani’de konser vermesini “Kars’ta Ermeni avına mı çıkalım?” diye karşılamış.

Söyledikleri sadece bununla da sınırlı değil elbette. Türkiye devletinin 100 yıllık yalanlarını peş peşe sıralamış; her zaman yapıldığı üzere, gerçekleri tersyüz ederek mağduru zalim, zalimi mağdur göstermiş. Bütün bu ırkçı nefreti kusmasının sebebi ise Ermeni bir sanatçının, bir Ermeni şehri olduğu sağır sultan tarafından bile duyulan Ani’de konser vermiş olması. Bu konser bir Alman, bir İngiliz, bir Japon ya da bir Arjantinli tarafından verilmiş olsaydı, bu kişi muhtemelen bu ırkçı tehditleri savuruyor olmayacaktı.

Ama işin içinde bir Ermeni oldu mu, ırkçılar için her şey değişiyor. Gözleri dönüyor, otomatikleşmiş bir dürtüyle kin ve nefret kusmaya başlıyorlar. Nedenini bilmiyor değiliz; bu topraklarda 1915’te öldürülen 1,5 milyon Ermeni’nin evi barkı, bağı bahçesi, toprağı tarlası, akla gelebilecek bütün hatıraları, o günün katillerinin elinde. Kilisesinden manastırına kadar …

Ama soykırımın bundan 100 yıl önce yaşanıp bitmiş olmadığını da biliyoruz. Hasbelkader hayatta kalmayı başarmış olan Ermenilerin yetimlerinin emeğiyle, alın teriyle yapılmış olan Kamp Armen, soykırımın sürdüğünün yaşayan bir kanıtı. Ermeni yetimlerinin bir yuvaya sahip olmasını bile çok görenler, bu yuvayı bile onların elinden aldılar. Sadece almakla da kalmadılar, son anda direniş yaşanmasaydı, bugün soykırımın bu canlı tanığı da yok olmuş olacaktı.

Kamp Armen’in Ermeni halkına iade edileceğini direnişçilere vaat edeli haftalar oldu, ancak henüz bu konuda atılmış en küçük somut bir adım dahi yok. Talebimiz, Kamp Armen’in Ermeni halkına koşulsuz, şartsız, hemen şimdi iade edilmesidir! Ermeni halkının adalet mücadelesine destek olmak için direnişin 52. gününde, 26 Haziran 2015 günü saat 19.30’da Tünel’den Galatasaray’a yürüyor, dünyada ve Türkiye’de milyonlarca insanın arkasında durduğu talebi olanca gücümüzle haykırıyoruz!

Ben ne yapabilirim diye düşünmeyelim. Taşların bağlı olduğu yerde, bize düşen, bulunduğumuz her yerde bir taş olmaktır!

Kaynak: marksist.org