Cizîrê Kantonu İnsan Hakları Konseyi Başkanı Senharîb Bersûm, DAIŞ çetelerinin Til Temir’e bağlı Asuri/Süryani köylerinde vahşet uyguladığını belirterek, bu vahşeti fotoğraf ve video çekimleriyle belgeleyerek rapora dönüştürüp paylaşacaklarını söyledi. Asuri/Süryani/Keldani halkına karşı sistematik bir kırım uygulandığını belirten HDP Milletvekili Erol Dora, son günlerde yeniden büyük bir vahşet dalgasının estiğini söyledi. Dora, “Bu saldırı ve katliam tehlikesine karşı başta BM ve koalisyon güçleri olmak üzere tüm demokratik güçleri ve kamuoyu acil olarak harekete geçmelidir” dedi.
Cizîrê ve Kobani’de ağır darbeler alan ve YPG’nin Til Hemîs operasyonundan kaçan DAIŞ çetesi, 23 Şubat günü Til Temir’e bağlı Asuri/Süryani/Keldani köylerindeki sivil halka saldırdı.
Vahşete ilişkin ANHA’ya konuşan ve kendisi de Asuri olan Cizîrê Kantonu İnsan Hakları Konseyi Başkanı Dr. Senharîb Bersûm, çete vahşetini araştırıp belgelerle rapora döüştüreceklerini ifade etti.
Çoğu çocuk ve kadın 350 sivil kaçırıldı
Senharîb Bersûm, DAIŞ çetesinin Asuri halkına saldırısının planlı bir soykırım girişimi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bu saldırıyla Asuri köylerinde bir insanlık trajedisi yaşandı. Yaklaşık 2 bin Asuri yurttaşımız köylerini terk ederek Hesekê ve Qamişlo kentlerine göç etti. Elimize ulaşan bilgilere göre, DAIŞ çetesi, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 350 yurttaşımız kaçırmış, köylere girerken de birçok sivil masum insanı vahşice katletmiş.”
Büyük bir direniş sergileniyor
Xabur bölgesindeki halkın ve YPG güçlerinin sınırlı imkanları ve ferdi silahlarıyla DAIŞ çetesinin ağır silahlarına karşı büyük bir direniş sergilediğine dikkat çeken Bersûm, imkansızlıklara rağmen önemli başarılar elde edildiğine vurgu yaptı. Dr. Senharîb Bersûm, YPG/YPJ, Süryani Askeri Meclisi ve Xabur Köyleri Savunma Güçleri’nin sivil halkı bu vahşi saldırıdan korumak için gösterdiği büyük direnişi de selamladı.
Bütün dünyaya duyurulacak
İnsan Hakları Konseyi Başkanı Dr. Senharîb Bersûm, saldırının geliştiği ilk günden bu yana çete vahşetini belgelemeye çalıştıklarını, bunun için olayın mağduru, tanığı ve göç eden halkla görüştüklerini kaydederek, şöyle devam etti: “Tanıkların görüntüleri ve konuşmalarını, bu alanda yaşanan vahşeti tüm boyutlarıyla uluslararası kamuoyuna duyuracağız. Bölge halklarının karşılaştığı trajediyi, DAIŞ çetesinin vahşet belgesi olarak uluslararası kamuoyu ve topluma sunacağız.”
Uluslararası yardım çağrısı
Dr. Senharîb Bersûm, uluslararası insani yardım kuruluşları ve örgütlerine de bölge halklarının haklı davalarına daha fazla sahip çıkmaları ve her türlü desteği vermeleri çağrısında bulundu ve sözlerini şöyle noktaladı: “Demokratik Özerk Yönetim demokratik çizginin temsilcisidir. Bu yönetim özgür düşünce ve demokrasi ilkelerini esas almakta, bu anlamda dünya adına çetelere karşı zorlu bir savaş vermektedir. Bu yüzden tüm dünyanın da Demokratik Özerk Yönetim’e destek vermesi gerekir.”
HDP’li Dora’dan acil çağrı
HDP Mardin Milletvekili Dora da HDP milletvekilleri Aysel Tuğluk, İbrahim Ayhan, İbrahim Binici, Kemal Aktaş, Demir Çelik ve Faysal Sarıyıldız’ın katılımıyla DAİŞ’in vahşetine ilişkin dün Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
DAİŞ’in yaklaşık bir haftadır yeniden Asuri/Süryani halkına karşı barbarca katletme, kaçırma saldırıları düzenlediğine dikkat çeken Dora, “Suriye’de IŞİD terör örgütü 23 Şubat sabah saatlerinde Hesekê’ye bağlı Habur Nehri kıyısında bulunan Asuri/Süryani köylerine karşı barbarca bir terör saldırısı gerçekleştirmiş ve birçok köyü işgal etmiştir. Buna karşılık YPG ve Asuri/Süryanilerden oluşan silahlı gruplar, işgal edilen Asuri/Süryani köylerini kurtarmak için IŞİD’e karşı günlerdir birlikte savaşmaktadırlar” bilgilerini verdi.
Evler ve kilisiler yakıldı
Dora, DAİŞ’in Til Temir’e kasabasına bağlı Til Hirmis, Til Şamiram, Kabre Şamiye ve Til Khebiş köylerine saldırması ve ardından yaşanan çatışmalar sonucu Süryani savaşçılardan ve sivillerden toplam 10 insanın yaşamını yitirdiğini, birçok ev ve bazı kiliselerin yakıldığını belirterek, “Habur bölgesinde bulunan yaklaşık 35 Asuri/Süryani köyün neredeyse tamamı boşaltılmış bulunmaktadır. Habur nehri kıyısındaki bu köyler, 1915 Asuri/Süryani soykırımında Hakkari bölgesinden ve daha sonra 1933 yılında Irak devleti tarafından gerçekleştirilen Simele katliamından kurtularak kaçabilen Asuri/Süryanilerin yerleştiği köylerdir” dedi.
4 bin kişi göçertildi
Dora, şunları aktardı: “Boşaltılan köylerden, 3000’i aşkın insan, yani yaklaşık 700 aile ise Hesekê ve Qamişlo kentlerine sığındılar. Bu sayı her geçen gün artmaktadır. Öyle ki son gelen bazı bilgiler, göre göç edenlerin sayısının 4 binlere ulaştığı yönündedir. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin verilerine göre IŞİD teröristleri tarafından çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere 90 sivil insan da kaçırılmıştır. Ancak yerel kaynaklar göre 4 gündür süren saldırılar neticesinde kaçırılan insan sayısının 350’yi aştığı yönündedir.”
Yıllardır saldırı altındalar
Hem Suriye hem de Irak’ta yıllardır devam eden terör saldırılarında savunmasız durumda bulunan Asuri/Süryani/Keldani halkının hedef seçildiğini, bu saldırılar sonucunda yüzlerce insanın katledildiğini, yüzbinlerce insanın ise kendi topraklarından göç etmek durumunda bırakıldığını ifade eden Dora, “Hatırlanacağı üzere geçen yıl IŞİD teröristlerinin Irak’ta önce Musul ve ardından Şengal ve Ninova bölgesine saldırması sonucu onbinlerce Asuri/ Süryani/Keldani yerleşim yerlerinden göç etmek zorunda bırakılmıştı. Geride bıraktıkları tarihi kilise ve manastırlar da IŞİD’in eline geçmiş ve bunların birçoğu bombalanarak yıkılmış bir kısmı da depo olarak kullanılmıştır” dedi.
Nüfus hızla azaldı
2003’ten sonra Asuri/Süryani/Keldani halkına yönelik yapılan saldırılar neticesinde ülkede 1,5 milyon olan nüfuslarının bugün yaklaşık 350 binlere düştüğüne dikkat çeken Dora, şöyle devam etti: “Musul’da 35 bini bulan Asuri/Süryani/Keldani nuüfusunun son 10 yıl içerisinde 3 bine kadar düştüğü tahmin edilirken, IŞİD saldırılarıyla birlikte bu sayı yok olmuş durumdadır. Aynı şekilde Suriye’de de 4 yıla yakın zamandır devam eden iç savaşta Asuri/Süryani/Keldani halkına yönelik sayısız terör saldırıları gerçekleştirilmiştir. Habur bölgesinde yaşanan saldırı bu saldırıların son örneğidir. Suriye’de iç savaş öncesinde iki milyona yakın Hristiyan nüfus yaşıyorken, bugün bu nüfusun yarısından fazlasının Suriye’yi terk etmek zorunda kaldığı tahmin edilmektedir.”
Dünya duyarsız kaldı
İki yıla yakın süredir Suriye’de terör grupları tarafından kaçırılmış 2 üst düzey Hıristiyan din adamının, Süryani Ortodoks Metropoliti Yuhanna İbrahim ve Rum Ortodoks Metropoliti Pavlus Yazıcı’nın akıbetlerinin hala belirsizliğini koruduğunu anımsatan Dora, “Asuri/Süryani/Keldani halkına yönelik yıllardır meydana gelen bütün bu saldırılara karşı hem Irak, Suriye ve komşu devletler hem de Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri maalesef duyarsız kalmışlardır” diye konuştu.
Hemen harekete geçilmeli
Erol Dora, açıklamasını şu çağrıyla tamamladı: “Kendi ana topraklarında meydana gelen terör saldırıları sonucunda neredeyse bitme noktasına gelen Asuri/Süryani halkının yaşadığı bu saldırı ve katliam tehlikesine karşı başta BM ve koalisyon güçleri olmak üzere tüm demokratik güçleri ve kamuoyunu acil olarak harekete geçmelidir. Ortadoğu coğrafyasında ve özelde de Irak ve Suriye’de son yıllarda yaşanan gelişmeler bir kez daha açıkça ortaya çıkarmıştır ki, tüm farklı halklar ve farklı inançların bu dramatik durumdan kurtulması için tek kurtuluş yolunun evrensel insan hakları, demokrasi, özgürlük, eşitlik gibi ilkelerin bu coğrafyada hayata geçmesidir/geçirilmesidir.”
Ortak çalışma yapılmalı
HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Nazmi Gür de dün yazılı bir açıklama yaparak, DAİŞ‘in Asuri/Süryanilere yönelik saldırılarını kınadı. Bölgedeki tüm güçleri ve DAİŞ’e karşı kurulan koalisyonun her türlü tedbiri alması için koordineli bir çalışma yürütmeye çağıran Gür, “Gelecekte de benzer saldırılara karşı halklarımızın korunmasına yönelik kurulan öz savunma birimi olan YPG’nin uluslararası toplum tarafından daha güçlü bir şekilde desteklenmesi çağrısını bu vesileyle tekrar paylaşmak istiyoruz” dedi.
Asuri/Süryani halkıyla da dayanışmanın yükseltilmesi için bölgedeki tüm ilerici güçleri işbirliği içinde olmaya davet eden Gür, şunları ifade etti: “En kısa zamanda alıkonulan Asuri/Süryanilerin kurtarılması ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için ulusal ve uluslararası koordinasyonun güçlendirilerek acilen harekete geçilmesi konusundaki ısrarımızı yeniliyor, HDP olarak diplomatik, insani ve siyasi boyutlarıyla bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”
KCD-E: BM ve AP harekete geçirilmeli
KCD-E Eşbaşkanlığı, DAIŞ’ın Asuri/Süryanilere saldırılarını kınayarak, Avrupa’daki halk ve bileşenlerinden uluslararası kurumları harekete geçirmek için girişimde bulunmasını istedi.
Kongreya Civaka Demokratik-Ewropa (Avrupa Demokratik Toplum Kongresi-KCD-E) Eşbaşkanlığı, DAIŞ’ın Asuri/Süryanilere yönelik saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaparak BM ve AP olmak üzere uluslararası kurumları harekete geçirmek için duyarlılık çağrısında bulundu.
Asuri-Süryani-Keldani halkına yapılan saldırı ve katliamı nefretle kınadığını bildiren KCD-E Eşbaşkanlığı, “Soysuz DAIŞ çetesi Ortadoğu’da yüzyıllardır sömürgeciler tarafından inkar edilen halkları, sömürgecilerin talimatları ile imha etmeye çalışmaktadır. Yüzyıllardır katliamlardan geçirilen başta Êzîdî Kürt halkı ve Asuri/Süryani/Keldani halkı olmak üzere ezilen halkların 21. yüzyılda dünya kamuoyunun gözü önünde soykırıma uğramaları güncellenmektedir” dedi.
Açıklamada, “Mezopotamyanın kadim halkının yardımına koşan YPJ/YPG, MFS omuz omuza yoğun bir çatışma halindedir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın ‘hedefte olan halklar birleşmeli, öz savunmasını oluşturmalı’ uyarısı bilince çıkarılmalı ve her yerde bu bilinçle DAIŞ çetesinin efendilerini teşhir etmek ve dünya kamuoyunu harekete geçirmek için arayışta olunmalıdır” denildi.
Asuri/Süryani/Keldani halkının demokrasi mücadelesinin ve topraklarında yaşama ısrarının Ortadoğu’da demokrasinin gelişimi için önem taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, “Avrupa’daki halkımız ve bileşen kurumlarımız, bulundukları her yerde birlikte hareket etmeli ve bu katliamların yaygınlaşmasını engellemek için başta BM ve AP olmak üzere uluslararası kurumları harekete geçirmek için duyarlı olmalıdır” çağrısında bulunuldu.
HOGIR EBDO/ANHA/AMÛDÊ
Kaynak: Yeni Özgür Politika